Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Hasan Ali Cesur, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin yıldönümünde 15 Temmuzu değerlendirdi. Türkiye’nin demokrasi sınavının tarihi süreç içerisinde ihtilal, ayaklanma, muhtıra, e-muhtıra, müdahale gibi sürekli kesintilerle dolu olduğunu hatırlatan ASKON Başkanı Cesur, 15 Temmuz 2016’da ise bunun tam tersi bir şekilde halkın milli iradesine cansiperane bir şekilde sahip çıktığını söyleyerek, 15 Temmuz’da milletimiz özüne dönmüştür ‘’ dedi.
ASKON Başkanı Cesur konuya ilişkin şunları söyledi;
Türkiye’nin demokrasi sınavı tarihi süreç içerisinde ihtilal, ayaklanma, muhtıra, e-muhtıra, müdahale gibi sürekli kesintilerle dolu olmuştur. 15 Temmuz 2016’da ise bunun tam tersi bir durum yaşanmıştır. 15 Temmuz 2016’da ülkemiz üzerinde kirli emelleri olan okyanus ötesinden idare ve sevk edilen FETÖ yapılanması cuntacı kafalarla işbirliği yaparak milletimizin milli iradesini hedef almıştır. Ne var ki, bu alçak girişim milletimizin sağduyusu ve cansiperane duruşu ile engellenmiştir., 15 Temmuz’da milletimiz özüne dönmüştür.
15 Temmuz Darbe Girişimi Başarılı Olsaydı, Ekonomimiz Felç Olurdu
15 Temmuz 2016 yılında gerçekleştirilmesi planlanan, milletimizin dik duruşu ile bertaraf edilen hain darbe teşebbüsünün büyüyen ekonomimizi kesintiye uğrattığı kaçınılmaz bir gerçekliktir. Türkiye istikrarlı ve güçlü finans sistemi ile büyümeye devam ederken 2016 yılının 3. Çeyreğinde yüzde 1,3’lük bir küçülme yaşadı. Gezi olayları gibi bu hain teşebbüste ülke ekonomimizi zarara uğrattı. Dile kolay yaklaşık 20 milyar dolara yakın bir kayıp yaşadık. Türkiye’ye giriş-çıkış yapan kişi sayısı bir önceki yıl 115 milyonlara dayanmışken, bu rakam darbenin yaşandığı yıl 80 milyonun altına düştü. Döviz kurları arttı, borsada haftalık büyük düşüşler yaşanarak şirketlerimiz ciddi maddi kayıplara uğradı. Bu kayıp oranı da 80 milyar TL’yi buldu. Yine bu süreçte Türkiye’de ekonomi iyi gitmiyor algısı yapılarak özellikle yabancı yatırımcıların gözü korkutuldu. Bir çok yatırım geciktirildi. Turist sayısında da ha keza aynı algı ile ciddi gerilemeler yaşandı. Çok şükür devletimizin ve milletimizin dirayetli duruşu, özel sektör ve STK’ların destekleri ile 6-7 ay gibi kısa bir sürede toparlandık ve yüzde 7’lere ulaşan büyüme rakamlarını hamdolsun yakalayabildik. Allah muhafaza 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı ekonomimiz felç olurdu.
Güçlü Ekonomi Yapımız ve Millet İradesi Sayesinde Darbenin Yaraları Çabucak Sarıldı
Öncelikle şunu net bir şekilde ifade etmemiz gerekiyor. Türkiye eski Türkiye değil. Milletimiz milli iradesini çok net bir şekilde ortaya koyabiliyor ve bunun mücadelesini verebiliyor. 15 Temmuz’da da bunun bir darbe girişiminden ziyade istikbal ve istiklal mücadelesi olduğunu ortaya koyarak gerekli kararlılığı aziz milletimiz göstermiştir. İstikrarlı ve büyüyen Türkiye ekonomisi, darbenin hemen sonrası gerekli refleksi verdi. 6-7 aylık gibi kısa sayılacak bir zaman diliminde ekonomimiz kendisini toparlamaya başladı. Farklı güvenli limanlara kaçan yatırımcılar Türkiye’deki bu ortamın yeniden tesis edilmesi ile Türkiye’ye yatırımlarına devam ettiler. FETÖ’nün elindeki sermaye doğru yönlere kanalize edilerek emin ellere emanet edildi. Devletimiz elindeki argümanları yerinde ve zamanında kullandı. Merkez Bankası’nın darbenin hemen akabinde bankalara limitsiz olarak likiditenin sağlanacağını, gerekirse finansal istikrarı korumaya yönelik tüm önlemin alınacağını açıklaması piyasalara güven verdi. İş dünyası, STK’lar, Mesleki Birlikler darbeyi kınayan açıklamalar yaparak, demokrasinin yanında olduklarını belirttiler ve güven ortamına yardımcı oldular. Ülkede panik ve kaos ortamının bir an önce ortadan kalkması sağlandı. Demokrasi mitingleri de milletimizin kararlılığını açıkça ortaya koydu. Yani hep birlikte, omuz omuza vererek bu karanlık günü yenmiş olduk.
FETÖ İle Mücadele Kararlılıkla Sürdürülmeli
Bu sinsi yapı devletin kılcal damarlarından tutun, yurtdışı bağlantılarına kadar organize bir şekilde hareket ediyor. Fetullahçı Terör Örgütü’nün maddi kaynaklarının kurutulması bu örgütle mücadelenin en temel adımlarından biridir. Bu yapılırken bir yandan da FETÖ’nün bu yapılarına sahip çıkan, emniyetten adliyeye, bürokrasiden askerine kadar koruma kalkanları da bertaraf edilmelidir. Bu iki temel unsur ortadan kaldırılmadığı sürece bu yapı Türkiye üzerindeki hain emellerine devam edecektir. Bini aşkın şirketleri, şirketlere ait mal varlıkları ve bunların taşınmazları maliyeye devredildi. 50 milyar liraya yakın bir sermayeden bahsediyoruz. Çok ciddi bir rakam. Bunun yanısıra para transferleri, himmet paraları, okul ve dershanelerinden akan paralar yapının finansman musluklarıydı. Bunların kesilmesi bu örgütün mali yapısına ciddi bir darbe olmuştur. Şimdi yapılacak şey bellidir. Bu süreç kararlı bir şekilde yürütülmelidir. Ayrıca kayyuma geçen şirketlerin marka değeri korunarak, üretim ve karlılık oranları arttırılmalı, milli ve yerli değerlere sahip çıkan, milletine düşkün müteşebbislere emanet edilmelidir.