Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstişare Toplantısı”nı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımıyla ASKON Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON), Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımlarıyla ‘Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstişare Toplantısı’nı ASKON Genel Merkezi’nde geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
Toplantının açılış konuşmasını ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın yaptı. Aydın konuşmasında ASKON’un yakın tarihlerde yapacağı etkinliklerle gündeme dair açıklamalarda bulundu.
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın konuya ilişkin şunları söyledi;
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bir sloganı var, ‘Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi’. Bu slogan çok yerinde ve aslında bakanlığın hedeflerini de özetleyen bir slogan. Sayın Bakanımız da göreve geldiği günden bu yana doğru politikalar üreterek bu sloganın içeriğini hakkıyla dolduran çalışmalara imza atıyor. Bu bağlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın ortaya koymuş olduğu ‘Uçtan uca yerlileştirme programı’ ile Türkiye’yi yüksek teknoloji üreten lige terfi ettirecek çalışmaları iş dünyası olarak büyük bir heyecanla takip ediyor ve bu konuda atılacak her türlü adımın destekçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz. Zira programın nihai hedefi, dünyanın teknolojik dönüşüm sürecinde Türk Sanayicilerin de en önde yeralmasını sağlamak ve bu konuda öncü konumuna getirmektir.
Konunun Önemi Ülke Kalkınması Açısından Çok Önemli
Sayın Bakanımızın Makine Zirvesi’nde dile getirdiği sağlıklı, dengeli ve istikrarlı bir ekonomi için, güçlü bir makine sanayine sahip olmamız gerekiyor.” Tespitini de çok yerinde buluyor ve yeni destek programında önceliğin makine sektörüne verilmesini takdirle karşılıyoruz. Hatırlarsanız Büyük devlet adamı Rahmetli Erbakan Hocamız’da ağır sanayi hamlesini başlattığı dönemde bu konunun önemine binaen, Ekim 1976‘da “Bu kurduğumuz fabrikalar montaj fabrikalar değildir. Hakiki imalat fabrikalarıdır. Fabrika kuran fabrikaları, makine yapan makine sanayini kuruyoruz” diyerek konunun ülkemizin kalkınması açısından ne derece önemli olduğunu ortaya koymuştur.
Yerli ve Milli Teknolojik Ürünlere İhtiyaç Duyduğumuz Kaçınılmaz
Ülkemizin katma değeri yüksek, dünya standartlarında mücadele edebilecek yerli ve milli teknolojik ürünlere ihtiyaç duyduğu kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bu alanlarda son dönemlerde açıklanan teşvik ve hibeler ile çok ciddi bir canlanma görmekteyiz. Devletimizin bu konuda iş dünyasına vermiş olduğu desteklere Sayın Bakanımız değinecektir. Ben bu konularda ASKON olarak yakın tarihlerde düzenleyeceğimiz Sanayide Kümelenme Modeli, Çatalhöyük Milli Tarım Zirvesi ve Akıllı Gelecek Zirvesi etkinliklerimiz hakkında sizlere kısaca bilgilendirmede bulunmak isterim.
Yerli ve Milli Firmaların Önemi Ortaya Çıkacak
İlk olarak 19 Haziran tarihinde Konya’da Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli Bey’in katılımlarıyla Çatalhöyük Milli Tarım Zirvesi’ni düzenleyeceğiz. Malumunuz endüstri çağında teknolojinin sürekli gelişerek kendisini çeşitlendirdiği bir dünyada yaşıyoruz.
7 milyar olan dünya nüfusu 2050 yılında 10 milyar olacak. Artan nüfusla birlikte gıda talebi de artacak. Tohuma duyulan ihtiyaç da artacak. Öte yandan iklim değişikliği, kuraklık, farklı gen yapısına sahip tohumları gerekli kılacak. Biyoteknoloji ve yenilenebilir enerji sayesinde toprağı koruyup iklim değişikliklerinin etkisini azaltan ve ürünün verimliliğini arttıran bir teknoloji, insanlığın hayat kalitesini yükselterek tarımın da devamlılığını sağlamaktadır. Üretim masraflarının azaldığı, tabiatla uyumlu tarım faaliyetleri de artık mümkün. Uydu ve sensörlerle donatılmış zirai makineler, enerji ve işgücünden tasarruf sağlamaya çoktan geçmiş halde. Bu ortamda Ar-Ge altyapısı ve ilgili bilimlere hakimiyeti yeterli yenilikçi firmalara ihtiyaç olacak. İşte bu noktada hayati önem taşıyan gıda konusunda da yerli ve milli firmaların önemi bir kere daha ortaya çıkacak. ASKON olarak bu hayati konu üzerine Çatalhöyük Milli Tarım Zirvesi’nde neler yapılması gerektiği hususunda uzmanlarca çözüm yolları arayacağız.
Yapısal Reformları Uzun Vadeli Gerçekleştirememe Başlıca Sorunlardandır
Son 17 yılda ülkemizde anlamlı sosyal ve ekonomik atılımlar gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, ülke ekonomisinin tarihsel sorun birikiminden kaynaklanan yapısal-kronik sorunları varlıklarını da sürdürmektedirler. Yapısal reformları uzun vadeli gerçekleştirememe, bölgesel gelişmişlik farkları nedeniyle göç, yüksek teknolojili sanayi üretimi yetersizliği, yüksek teknolojili ihracat yetersizliği, yenilikçi, rekabetçi olamama, kaynak verimliliğini sağlayamama başlıca ekonominin sorunlarıdır. Bu sorunların rakamlara yansıtılmış hali de aslında yargımızı destekler niteliktedir.
Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabetçilik Raporu (2018) na göre GSYIH sıralamasında 17.sırada bulunmaktayız ki bu olumlu bir durumdur. Ne var ki yenilik sıralamasında 140 ülke arasında 47. sırada, küresel rekabetçilikte 61.sırada bulunmaktayız.
Ülkemiz Kümelenme Politikalarına İhtiyaç Duymaktadır
Bu yönüyle 2023,2050 ve bunlarında ötesindeki vizyonlara ulaşmak bağlamında kamuyu, STK’ları, yerel yönetimleri, üniversiteleri, Ar-Ge kurumlarını, yerel dinamikleri ve birbirleriyle bağlantılı işletmeleri bir coğrafyada bir arada buluşturup etkileşimlerini mümkün kılan KÜMELENME POLİTİKALARINA gereksinim bulunmaktadır. Sanayide Kümelenme Modeli ile; Kooperatifleşmeyi sağlayarak, ülkemizde tarımda kooperatif payını yüzde 1-10 oranından daha yukarılara çıkarmayı hedeflemekteyiz. Kaynak verimliliği sağlayarak, kaynakların belirli sektörlere yönlendirilmesine çalışacağız . Şirketlerin, STK’ların, yerel yönetimlerin, Ar-Ge kurumlarının birarada çalışmaları sağlayarak, Teknolojik ürünler üretmeye, Kırsal kalkınmayı arttırmaya, en önemlisi göçü önlemeye, ortak insan kaynakları havuzu oluşturmaya, ortak tedarik sistemi kurmaya ve nihai olarak ihracatı ve üretimimizi geliştirmeye çalışacağız.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın de desteklediği kümelenme modeline ilişkin başta Kocaeli, Bursa, Gaziantep ve Denizli’de başarılı çalışmaları görmekteyiz. ASKON olarak biz de; başta bendenizin yüksek lisansı bitirme tez konum olan sanayide kümelenme çalışmalarımdaki bu modelin daha da yaygınlaşması adına şahsi tecrübelerim ve 9 değerli isimden oluşan akademik bir heyet ile çalışmalarımızı sürdürdüğümüzü bildiririz. Yalnızca rekabetçi değil aynı zamanda çevreye ve topluma duyarlı bir sanayide kümelenme modelini tamamlayarak 81 vilayetin 81’inde de işgücünü arttıracak çalışmamızı sayın bakanımızın zatı alilerine arz edeceğiz. Ve sanayide yapısal reform niteliğindeki bu çalışmada bir fiil bulunarak üst seviyede katkı sağlamak istiyoruz.
Akıllı Teknolojiler Konusunda Bizleri Çok Farklı Bir Gelecek Bekliyor
Malumunuz, Gelişen akıllı teknolojiler ve dijital dönüşüm ile bizleri çok farklı bir gelecek bekliyor. Bu gelişim ve dönüşümler ile her alanda paradigma değişimleri yaşanıyor. Yaşanan bu dönüşümü doğru şekilde ön görebilenler ise artık bir adım daha önde. Bu konuda da ASKON olarak Dijital dönüşüm ve akıllı teknolojiler temelinde geleceği tartışan Türkiye ve bölgenin en önemli zirve ve fuarına Kasım ayında ev sahipliği yapacağımızı da buradan size açıklamak isterim.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine de değinen ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın bu konuda şunları ifade etti;
İş İnsanlarımız Vize Alamıyordu
Çok fazla değil 20-25 yıl geriye doğru gidip baktığımızda ülkemiz adına kara bir tablo içinde kendimizi buluruz.
Demokrasisi balans ayarına uğramış, postalların gölgesinde kurulmuş koalisyon hükümetleri ile bankalarının içi boşaltılmış, 1998-2001 arasında 22 bankadan 47 milyar dolar hortumlanmış, faiziyle birlikte bu hortumların maliyeti vatandaşa 67 milyar dolar olmuştu. Oysa O günün parasıyla 22 tane Marmaray, Ankara-İzmir arasına 43 tane hızlı tren hattı yapılabilirdi.
Ve yine o günlerde ülkemiz IMF’e borçlandırılmış, dış politikada itibarı kalmamış, iş insanların vize alamadığı, iflasların art arda yaşandığı, enflasyon canavarının yüzlü rakamların üstünde dolaştığı, Türk Lirasının bol sıfırlarıyla adeta pul olduğu, yazar kasaların fırlatıldığı, teröre boyun eğmiş bir Türkiye’yi çok iyi hatırlarız.
Bugün hamdolsun, 180 milyar doları aşan ihracatı olan, yerli ve milli hamleleri ile kendi savunma sanayini oluşturan, sınır ötesi ve sınır içinde teröristlere dünyayı dar eden, bağımsız politikaları ile ben de varım diyebilen, denizlerin altından yollar yapabilen, delinmez denilen dağları delerek tüneller yapan istikrarlı bir hükümetimiz var. Ha keza dün ikinci sınıf insan muamelesi gördüğümüz yerlerde bize itibarımızı kazandıran bir yönetimimiz var. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm yönetimden Allah razı olsun.
Dün Yaşadıklarımızı Asla ve Asla Unutmadık
Biz ASKON olarak kurulduğumuz 1998 yılından bugüne hakkaniyet hattından ayrılmadık. Elif gibi asil duruşumuzu hiç bozmadık. Dün yaşadıklarımızı asla ve asla unutmadık. Başbakanın asıldığı, demokrasisine sürekli postallarla sekte vurulduğu, medya baskısı ile hükümetler kurulup hükümetlerin yıkıldığını unutmadık.
Maraş’ta Sütçü İmamın işgalci Fransıza karşı direnişinin ruhunu unutup kamusal alan yalanı ile kızlarımızın ikna odalarında başörtülerine el uzatanları unutmadık.
Vatanı için şehit düşerken annen başörtülü mü diye sormayanların, yemin törenlerine, ordu evlerine başörtülü annelerimizi almayan zihniyetleri asla unutmadık. Namaz kıldığı için, silahlı kuvvetlerden, başörtülü olduğu için de kamudan atılan kardeşlerimizi unutmadık. Bizlerin sermayesine yeşil denilerek firmalarımızın batırıldığı günleri de unutmamız mümkün değil. İşte biz o karanlık günlerden bugünlere geldik. ASKON olarak bu süreçlerde her zaman dik durduk. 28 Şubatta, e muhtırada, gezi olaylarında, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde hep milletten, milli iradeden yana olduk.
Birileri Gibi Bulanık Suda Avlanmadık
Bugün de duruşumuzu asla bozmayacağız. Biz her daim haktan ve hakkaniyetten tarafız. Adının başına Türk kelimesini koyup sözde Türk işadamlarını temsil ettiğini söyleyen birileri gibi bulanık suda balık avlamadık. Sermayelerini her dönem arttıran bu zihniyet gibi Türkiye talan edilirken, manşetlerden meşru hükümet düşürülürken, bizler medyaya selam durmadık. Dışarıdan gelen en ufak bir eleştiride milletimize, ülkemize balans ayarı vermeye çalışmadık. Biz her zaman dik duranlardan yana olduk.
Havan toplarının sınırımıza yağdığı günlerde ne işimiz var Afrin’de diyenlerden, S-400 konusunda aman ekonomimiz batar diye korkanlardan, Akdeniz’deki enerji mücadelesinde ne işimiz var oralarda çıkışı yapanlardan da olmadık.
ASKON Olarak Duruşumuzu Net Bir Şekilde İfade Etmek İstiyoruz
Ama bugün 23 Haziran’a kadar en önemli gündemimiz İstanbul. Ve bu kürsüden her zaman olduğu gibi ASKON olarak duruşumuzu net bir şekilde ifade etmek istiyoruz.
Biz ASKON olarak milli ve dini değerlerimizle alay eden, ezan ve minare düşmanı, zulüm 1453’te başladı diyen il başkanını açıkça yanında taşıyamayan, daha da önemlisi genel başkanıyla birlikte sahalara inemeyen yani durun Arkadaşlar, bugün takiyye yapacağız diyen başkan adayının değil, ülkemizin imarında değer katan projelerde imzası olan ulaştırmadan lojistiğe, haberleşmeden devasa ticari limanlara kadar katkısı olan ve 15 Temmuz gecesi televizyon başında darbecilerin başarılı olması için avucunu ovalayanlara inat canını ortaya koyarak biz buradayız, demokrasi kazanacak diyen, bakanımız, başbakanımız, meclis başkanımız Cumhur İttifakı adayı Sayın Binali Yıldırım tarafındayız.
Çoğumuzun bildiği bir söz vardır. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Biz dünden bugüne yapılan icraatlara bakıyor ve gönül rahatlığıyla Topal Dursun’un oğlu Binali Yıldırım diyoruz
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstişare Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, ASKON’un üstlendiği misyonu takdirle karşıladığını belirterek, “Anadolu Aslanları olarak sizlerin Anadolu medeniyetine ve tabi elbette ekonomisine, büyük katkılar sunacağınıza, iş dünyasındaki etkin rolünüzü arttırarak devam ettireceğinize olan inancım tam.” diye konuştu
Türkiye’nin 17 yıl öncesinin Türkiye’sinden çok daha farklı bir konumda olduğunu dile getiren Varank, “Bugün, üç buçuk kat büyümüş, ihracatını, 5 kat artırarak 180 milyar doları yakalamış bir Türkiye var. Üretimi, istihdamı, yatırımı desteklemeden, onların penceresinden bakmadan bu noktalara gelmek elbette mümkün olmazdı.” ifadelerini kullandı.
Bu anlayışla işe koyulduklarını dile getiren Varank, “Nihayetinde, iş dünyasının, istikbalini kapalı kapılar ardında aradığı ‘Eski Türkiye’den, şeffaf, yatırımcı dostu, Cumhurbaşkanımızın da deyimiyle adeta ‘şirket gibi yönetilen’ bir Türkiye haline geldik.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak sanayicinin ve girişimcinin yanında olduklarını vurgulayan Varank, destekleri, teşvikleri, proje ve yatırımları da bu amaç doğrultusunda şekillendirdiklerini dile getirdi.
“Anadolu firmaları Türkiye’nin yazmakta olduğu yeni başarı hikayesinin asıl kahramanlarıdır.” diyen Varank, katıldığı toplantı ve açılışlarda Anadolu’daki bu gayreti görmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdiğini kaydetti.
“Ar-Ge’ye, tasarıma, teknoloji ve dijitalleşmeye mutlaka yatırım yapmalısınız”
Bakan Varank, KOBİ’lerin Ar-Ge ve teknolojiye yatırım yapmasının önemine işaret ederek şunları söyledi:
“ASKON Başkanı Orhan Bey’in Ar-Ge, yenilikçilik ve sanayi kümelenmelerinin önemine ilişkin yapmış olduğu vurgular son derece yerinde. Bu vesileyle, sizlerin şahsında tüm iş dünyamıza, özellikle de Anadolu’daki KOBİ’lerimize seslenmek, onlara bir çağrıda bulunmak istiyorum. Ar-Ge’ye, tasarıma, teknoloji ve dijitalleşmeye mutlaka ama mutlaka yatırım yapmalısınız. Çünkü dünya ekonomisinin geçirmekte olduğu dönüşümün temelinde teknoloji, Ar-Ge ve inovasyon var. Şunun farkında olmamız lazım. Bu kavramları üretim süreçlerinin merkezine koymayanlar, bunlara sırtını dönenler, bırakınız gelecek kurmayı, bugünlerini dahi kurtaramazlar.”
“İş insanlarımızı yatırım yapmaya davet ediyorum”
Geleneksel üretim biçimlerinin, yerini teknolojiye ve sürekli yenilenen tasarım kabiliyetine bıraktığı bu süreçte kimsenin bunları göz ardı etmek gibi bir lüksü olmadığını ifade eden Varank, şunları kaydetti:
“Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ülkemizin bu dönüşüm sürecinin gerisinde kalmaması için gerekli olan tüm planlamaları titizlikle yapıyoruz. Teknoparklarımız, Ar-Ge ve Tasarım merkezlerimiz katma değerli üretim için araştırma geliştirmeye yatırım yapacak tüm işletmelerimize bir çok avantaj ve muafiyet sağlıyor. Bakınız, dün İstanbul’da, yeni ilan ettiğimiz iki ‘özel endüstri bölgesinde’ temel attık. İnanıyoruz ki endüstri bölgeleri de gerek sağladığı avantajlar gerekse planlı, sağlıklı ve daha da önemlisi verimli sanayi alanı oluşturma açısından Türk sanayisine sıçrama yaptıracak. Bu vesileyle, siz değerli ASKON üyelerini ve sizlerin şahsınızda tüm iş insanlarımızı teknoparklarımızda, endüstri bölgelerimizde yatırım yapmaya davet ediyorum.”
“İlk beş ayda KOSGEB eliyle sağladığımız desteklerin tutarı 1 milyar lirayı aştı”
Bakan Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak özellikle teknoloji odaklı girişimlere ve projelere önemli destekler verdiklerini söyledi.
Bu kapsamda kullanılan destek modellerini şimdi daha da iyileştirdiklerini anlatan Varank, “Bu yıldan itibaren özellikle orta-yüksek ve ileri teknoloji alanlarındaki girişimcilerimize daha fazla destek sağlayacağız. Bu desteklerin arasında makineden, teçhizata, yazılımdan, işletme koçluğuna ve danışmanlığa birçok kalem var. Bunları yaparken ‘geleneksel sektörlerdeki’ girişimcilerimizi de unutmuyoruz.” şeklinde konuştu.
Bu alanlarda faaliyet gösterecek girişimcilerin de sağladıkları istihdam performansına dayalı olarak destek aldıklarını aktaran Varank, “Örnek vermemiz gerekirse KOSGEB aracılığıyla, imalat sektöründe faaliyet gösteren işletmeleri çoğaltmak için ‘Girişimciliği Geliştirme Destek Programını’, ürettiğiniz ürünlerdeki katma değeri artırmak amacıyla ‘KOBİ Gelişim Destek Programını’, işletmelerimizin finansman maliyetlerini azaltmak ve finansmana erişimlerini kolaylaştırmak için ‘Yeni Finansman Destek Programını’ uygulamaya koyduk. Bakınız bu yılın ilk beş ayında, yalnızca KOSGEB eliyle sağladığımız desteklerin tutarı 1 milyar lirayı aştı.” dedi.
“Teşvik uygulamaları yatırımcıların yükünü hafifletti”
Bakan Varank, kalkınma ajansları ve yatırım teşvik sistemime de değindi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte bölgesel kalkınma konuları ve kalkınma ajanslarının bakanlığın uhdesine geçtiğini anımsatan Varank, şunları söyledi:
“Kalkınma ajanslarımızın ‘Destek Uygulamaları’ kapsamında, bugüne kadar 66 binin üzerinde başvuru aldık. 20 bin projeye 7,4 milyar liralık destek sağladık, yaklaşık 13 milyar liralık yatırım hacmi oluşturduk. Bunun yanı sıra, şehirlerimizdeki yatırım imkânlarının tanıtılması konusunda, ‘Yatırım Destek Ofislerimizi’ yetkilendirdik. Bu ofisler aracılığıyla ülkemizde 947 doğrudan sermaye yatırımı yapıldı. Özellikle imalat alanında en yaygın şekilde kullanılan desteğimiz olan yatırım teşvik sistemini daha verimli hale getirmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçen yıl 6 bine yakın yatırım teşvik belgesi düzenleyerek yıllara sari 157 milyar lira tutarında sabit yatırıma destek kararı verdik.”
Varank, söz konusu teşvik uygulamalarıyla KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işçi desteği, gelir vergisi ve stopaj indirimi gibi birçok avantaj sağladığını ve yatırımcıların yükünü hafiflettiğini dile getirdi.
Geçen yıl “Proje Bazlı Teşvik Sistemini” de devreye soktuklarını aktaran Varank, bu sistemde, arz güvenliği sağlayacak, dışa bağımlılığı azaltacak, teknolojik dönüşüm sağlayacak, yenilikçi ve katma değeri yüksek dev yatırımları proje bazlı olarak desteklediklerini bildirdi.
Varank, şimdiye kadar destek kararı yayınlanan 19 projenin hayata geçmesiyle, yaklaşık 40 milyar liralık yatırım ve cari açığın azaltılmasına ciddi katkılar hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Bunların yanında, Milli Teknoloji Güçlü Sanayi Hamlesi’nin ana sütunlarından biri olan yerlileştirme programından da kısaca bahsetmemiz gerekiyor. Bu yeni destek programımızın amacı, Türkiye’nin yüksek cari açık verdiği yüksek katma değerli ürünlerin, yine yüksek ve yerli katma değer oranıyla, ülkemizde üretilmesidir. Böylece, titizlikle seçtiğimiz ve 40 milyar dolar düzeyinde cari açığın kaynağı olan kritik önemi haiz ürünleri destekleyeceğiz. Proje bazlı ve sonuç odaklı bir sistem kurgusuyla seçilecek bu ürünler için uçtan uca Ar-Ge, ticarileşme, yatırım, üretim ve ihracat süreçlerinin tamamına katkı sunacağız.”
“İstanbul seçimleri üzerinden yeni bir hesabın peşine düştüler”
Bakan Varank, özellikle iş dünyasının siyasi istikrarın ekonomini için ne kadar değerli olduğunu geçen 17 yıl boyunca daha yakın tecrübe ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Sizler, Gezi komplosu karşısında şaşmaz iradenizle direnirken de 15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında dimdik dururken de istihdam seferberliğimize bütün üyelerinizle katkı sağlarken de Anadolu’nun kükreyen aslanları olduğunuzu dosta düşmana gösterdiniz. Allah sizlerden razı olsun. Elbette, Anadolu Aslanları’nın bu duruşunu, Anadolu irfanının, yerli ve milli anlayışın bu yükselişini hazmedemeyenler her zaman olmuştur. İşte bu kesimler şimdi de, 23 Haziran’da gerçekleşecek İstanbul seçimleri üzerinden yeni bir hesabın peşine düştüler. Olur da AK Parti aleyhine bir sonuç çıkarsa Türkiye’de siyaseti yeniden dizayn ederiz diye hevesleniyorlar.
Planları ortada, taktikleri belli. İstanbul diye yola çıkıp, Eski Türkiye’ye doğru yol almak istiyorlar. Bunun için nasıl çalıştıklarını sizler de bizler de görüyoruz. Ama şundan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye eski Türkiye değildir. İstikrardan hiçbir şekilde taviz vermeyiz. Boş hayallere kapılanların 23 Haziran’da acı gerçekle tanıştıklarında nasıl manevra alanı arayacaklarını da hep birlikte göreceğiz. Masa başında yazılıp sahaya sürülen stratejilerle, ucuz P&R yöntemleriyle, makyaj siyasetiyle gönüllerin kazanılamayacağını, İnşallah 23 Haziran’da anlayacaklar.”
Bu noktada 23 Haziran’daki seçimlere iyi hazırlanılması gerektiğine dikkati çeken Varank, “Kazanımlarımızı kaybetmemek, daha da ileriye taşımak durumundayız. Bunun için de İstanbul’da Binali Yıldırım’ın ağabeyimizin, tecrübesine ve yetkinliğine ihtiyacımız var. İstanbul’a tecrübe yakışır, İstanbul’a liyakat yakışır, İstanbul’a proje yakışır, yatırım yakışır, icraat yakışır. Uzun lafın kısası Binali Yıldırım İstanbul’a, İstanbul da Binali Yıldırım’a yakışır.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Program sonunda ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a günün anısına Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın portresini takdim etti. Bu takdimin ardından toplu fotoğraf çekimi ile program son buldu.