Ticaret Bakan Yardımcımız Sayın Rıza Tuna Turagay, Genel Başkanımız Sayın Orhan Aydın, İthalat Genel Müdürümüz Sayın Ahmet Erkan Cetinkayış, İhracat Genel Müdürümüz Sayın Özgür Volkan Ağar ve Yatırım Teşvik Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Yurdal Sahin Bey’in katılımları, EGD Başkanı Gazeteci Sn. Celal Toprak’ in Ticarette Ithalat, Ihracat, Yatırım ve Teşvik Uygulamaları adlı program video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi.
Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nce (ASKON) çevrim içi olarak düzenlenen “Ticarette İthalat, İhracat, Yatırım ve Teşvik Uygulamaları” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye ve dünya ekonomisinin salgın sürecinden nasıl etkilendiğine yönelik bilgi vererek, Türkiye’nin geçen yılki ihracat hedefinin üzerinde ihracat gerçekleştirildiğini söyledi.
Bu yılın ilk iki ayında ihracatın artış trendinin artmaya devam ettiğini ifade eden Turagay, dünya ticaretinin artmasının beklendiğini ve bunun önemli bir gelişme olduğunu dile getirdi.
Turagay, dünyanın tek pazara bağlı yapısının yaşanan salgın sürecinde küresel tedarik zincirlerinde büyük duraksamalara yol açtığını aktararak, “Çin’e bağımlı bir yapıdan Türkiye bir avantaj çıkartmalıydı ve Türkiye şu anda bu avantajı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyor.” ifadesini kullandı.
Ham madde fiyatlarının arttığını belirten Turagay, petrole bağlı olarak ham madde fiyatlarında özellikle petrokimyasal ürünlerde yüksek fiyat artışları olduğunu, bütün sektörleri yakından takip ettiklerini ve gün, gün değerlendirdiklerini aktardı.
– “Elektronik ticarete kesinlikle çok önem vermeliyiz”
Turagay, konteyner fiyatlarındaki artış ile ilgili bakanlık olarak çalışmaların devam ettiğini anlatarak, bu piyasada önemli bir oyuncu olmanın kolay olmadığını ancak bu konuda da her türlü gayreti gösterdiklerini söyledi.
Salgının belki de tek katkısının dijital transformasyonun hızlıca gerçekleştirilmesi olduğunu belirten Turagay, “Elektronik ticarete kesinlikle çok önem vermeliyiz ve katma değeri yüksek ürünleri e-ticaret vasıtasıyla dünyanın her yerine ulaştıracak güce sahip olmalıyız.” dedi.
Turagay, yatırım teşvikleriyle yatırımcıların her zaman yanında olduklarını aktararak, katma değerli ürünlerin daha fazla olduğu bir ihracat hacmine ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
Habur’un yanında ikinci bir kapının açılmasının tek başına Türkiye Cumhuriyeti’nin karar vereceği bir şey olmadığını belirten Turagay, “Bunu Irak Başbakanına da ilettik, Irak Başbakanı ile bu konuyu konuştuk ama şu anda onlardan gelen pozitif bir cevap olmadı. Bunu hala bastırmaya devam edeceğiz. Habur, Irak’a açılan tek kapımız, Irak da bizim en önemli ticaret ortaklarımızdan birisi.” diye konuştu.
Turagay, Eximbank’ın 45,6 milyar dolarlık ihracata destek sağladığını, bunun toplam ihracatın yaklaşık yüzde 26’sını kapsadığını anlattı.
Eximbank’ın yeniden yapılandırılması ve KOBİ’lere yönelik bir takım imkanların getirilmesi üzerine çalıştıklarını ifade eden Turagay, bütün kaynakların doğru yerlere verilebilmesi için gerçekten ihtiyacı olan şirketlerin bunu kullanması gerektiğini söyledi.
– “Made in Türkiye mührü değerine değer katıyor”
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın da gelinen noktada ihracata nitelikli bakabilmenin öğrenildiğini, ciro kadar kilogram birim fiyatının ne denli önemli olduğunun kavrandığını, inovasyon, Ar-Ge gibi kavramları benimsediklerini, cari açığı besleyen ithalatın iyileştirilebilmesi adına neler yapılması gerektiğini iş dünyası olarak ev ödevi edindiklerini belirtti.
Türkiye’de çok ciddi bir genç nüfusun olduğunu ifade eden Aydın, şunları kaydetti:
“Ülkemiz son zamanlarda çok kaliteli ürünlerin altına imzasını atıyor. Made in Türkiye mührü değerine değer katıyor. Özellikle Avrupa ülkeleri başta olmak üzere ülkelerin Çin’i ve Uzak Doğu’yu terk ederek Türkiye’ye yöneldiğini görmekteyiz. Çin de başta olmak üzere Avrupa’ya daha çok açılmak isteyen ülkelerin Türkiye’yi üs olarak görmeye ve yatırım yapmaya başladığını da görmekteyiz. Ülkemiz adına bu gelişmeler yaşanırken, yarının güçlü ekonomisini oluşturabilmek için Türkiye’nin büyüme dinamiğinde ithalat, ihracat ve yatırım üçlüsünün çok sağlam temeller üzerinde yürümesi gerekmektedir. Bu üçlü arasındaki dengeyi iyi kurgulayabilirsek 21. yüzyılın ortalarına doğru Türkiye ekonomisi dünyada ilk 10’a rahatlıkla girebilecektir. Bunun için bizlere düşen, ileriye yönelik planlamalarımızı doğru bir şekilde yapmak ve bu planlama doğrultusunda yatırımlarımıza ağırlık vererek çok çalışmaktan geçmektedir.”
Aydın, bugünün ekonomik koşulları değişirken devletin de kendisini bu alanda revize ettiğini, çeşitli reformların hayata geçirildiğini aktararak, “Bu adımların sayesindedir ki Türkiye bugün güvenli bir liman, üretim ve lojistik üssü olabilmek için bütün unsurları taşıyan bir ülke konumuna erişmiştir. Biz iş insanlarına düşen, bu süreçte ülke ekonomimize katkıda bulunacak, gayrisafi milli hasılamızı artıracak katma değeri yüksek ürünlere odaklanmak ve marka oluşturmak olmalıdır. Artık dünyada güçlü marka denilince akla Made in Türkiye mührünün gelmesinin zamanı gelmiştir. Kendimize güvenmeli ve bu uğurda gereken ne ise yapmalıyız.” diye konuştu.
– “2021’de mal ve hizmet ihracatçılarına toplam 4,1 milyar TL destek ödeneği ayrılmış durumda”
Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Özgür Volkan Ağar ise 2020 yılında mal ve hizmet ihracatçılarına 3 milyar 150 milyon lira destek ödemesi gerçekleştirdiklerini belirterek, 2021 yılında ise hiçbir bütçe kısıntısına gidilmeden mal ve hizmet ihracatçılarına toplam 4,1 milyar TL destek ödeneği ayrılmış durumda olduğunu bildirdi.
İhracatçıların ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda yeni destekleri hayata geçirdiklerini anlatan Ağar, salgının dijitalleşmenin önemini bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Ağar, ihracatın tabana yayılmasına yönelik olarak 81 İlde İhracata İlk Adım Programı ile üretim kapasitesi yeterli olduğu halde daha önce hiç ihracat yapmamış veya son 10 yılda 1 kez ihracat yapmış firmaları, alanında uzman mentörler ile ihracata yönlendirmeyi amaçladıklarını kaydetti.
Programın ilk aşamasının 5 ili kapsayan pilot bir uygulamayla başlatıldığını aktaran Ağar, firmaların ihracat yapmalarının önündeki engellerin, geliştirilmeye açık yönlerinin ve programdan beklentilerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen ihtiyaç analizi fazının ardından, bu analizden elde edilen çıktılar neticesinde mentör havuzunun oluşturulacağını belirtti. Ağar, firmaların daha sonra kendine uygun mentörlerle eşleşeceğini ve 6 ay boyunca haftada asgari 4 saat mentörleriyle bir araya gelerek ihracat yapmalarının önündeki engelleri aşacağını dile getirdi.
Ağar, pilot programın başarıyla tamamlanmasının ardından programın nihai haline getirilerek tüm illere yayılacağını söyledi.
Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürü Ahmet Erkan Çetinkayış ise ithalatın pek sevilmediğini ancak yapılan ithalatın yüzde 73’ünün ham madde ve ara mamul olduğunu, bunların büyük bir kısmının işlenip ihraç amaçlı olarak kullanıldığını, tüketim malı ithalatının ise yüzde 12 olduğunu kaydetti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Yatırım Teşvik Genel Müdürü Mehmet Yurdal Şahin de teşvik uygulamalarının düzenli şekilde yıllardır uygulandığını aktararak, yatırımcıların ihtiyaçlarına, bütçe ölçülerine ve uluslararası yükümlülüklere dikkat ettiklerini söyledi.
Şahin, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yaptığı hamleler, öncelikli ve stratejik yatırımlara sunduğu desteklere ilişkin bilgi verdi.